Eğitim İş Samsun Şubesi
 
       Din ve İnanç Özgürlüğünün Garantisi Laik Devlet, Düşmanı ise Teokratik Devlettir.

Din ve İnanç Özgürlüğünün Garantisi Laik Devlet, Düşmanı ise Teokratik Devlettir.

27 Mart 2013 15:05 | 4689 kez okundu

Din ve İnanç Özgürlüğünün Garantisi Laik Devlet, Düşmanı ise Teokratik Devlettir.


        Laik devlet sisteminde hedef, toplumun tamamının inançlarına eşit mesafede olduğunu hissettirmektir. Bu nedenle laik devlet modelinde, devleti temsil eden kamu görevlisi görevi başında aidiyet hissettiği bir inanç grubuna vurgu yapamaz. Zira inancını görünümüyle dışa vuran kişinin eliyle sunulan hizmeti haklı bulmayan ve farklı bir inanca sahip (ya da inanmayan) yurttaş, kamu hizmetinin taraflı olarak sunulduğunu düşünebilir. Çağdaş devletlerin tamamında, kamu görevlilerinin inançlarını ön plana çıkaran giyim tarzlarıyla, hizmet sunmalarının yasak olmasının nedeni budur.

       Bütün inançlara eşit mesafede durmak zorunda olan laik devlet kadrolarında görev almak isteyen yurttaşlar, devletin tarafsızlığına gölge düşürmemeyi hedefleyen ve bu yönüyle farklı inanç gruplarını barındıran toplumlarda iç barışın temelini oluşturan bu gerçeği bilerek kamu görevlisi olmaya talip olurlar.  Ayrıca, kamu çalışanı görevi başındayken iç dünyasında ve özel yaşamında kıyafetiyle özgürce inancını yaşamasına engel teşkil etmez. Kamu görevlisinin uymakla yükümlü olduğu kılık-kıyafet “sadece kamu hizmeti sunduğu zaman dilimi ile sınırlı olmak üzere”dir.

        Bazı kamu sendikalarının, inanç özgürlüğünün gereği olarak sunmaya çalıştıkları, kamuda türban dayatması, özü itibariyle tüm yurttaşlara eşit olarak sunulan inanç özgürlüğünü yaratan hukuki ve siyasi düzeni ortadan kaldırmaya yönelen sorumsuz bir girişimdir. Muhafazakârlık perdesinin arkasına saklanan bu anlayışların sahipleri, toplumun tamamını kucaklayacak din ve inanç özgürlüğü için değil, tam aksine toplumun baskın dini inancını diğer tüm inanç gruplarına kabul ettirmek için mücadele etmektedirler. İşte ülkemizde yüz binlerce kamu çalışanının kaderine yön vermek için yola çıktıklarını ifade eden “emek Örgütleri”nin evrensel din ve inanç özgürlüğü mücadelesine bakış açıları budur. Çoğunluğun tahakkümü anlayışını topluma özgürlük savunusu olarak sunan bu sorunlu, kendi kendisiyle çelişen bakış açısı sözde sivil itaatsizlik eylemi ile teşhir olmuştur.
        Geçtiğimiz hafta başlatılan sorumsuz girişimin sonuçlarını tüm kamu kurumlarında yakından izledik. Eyleme katılımın son derece düşük olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Öyle ki eylem kararı alan sendikaların yöneticilerinin önemli bir kısmı dahi sendikalarının kararına uymamışlardır. Üyelerinden bekledikleri desteği alamayanlar bu defa, okul- okul gezerek, hukuka uygun davranan kamu yöneticilerini tehdit etme ve eyleme alet olmayı reddeden üyelerini ikna etme çabasına girişmişlerdir. Üyelerini cesaretlendirebilmek için işi, üyelerini ihbarcılığa davet eden SMS’ler gönderme noktasına kadar taşımışlardır.
        Toplumsal huzuru ve barışı tahrip edecek bu sorumsuz girişime alet olmayan, binlerce kamu çalışanı arkadaşımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Onlar emek örgütümüze mensup binlerce emekçi gibi, ülkemizin aydınlık geleceğinin sigortası.  Bu yürekli emekçiler, Atatürk’ün önderliğinde kurulan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumumuza kazandırdığı paha biçilmez ayrıcalıkların farkında olmaya devam ettikleri sürece huzur ve barışımıza yönelen provakatif girişimlerin başarılı olma şansı yoktur.

Kamuya Türbanı Sokma Eylemi, Üyelerinin Sendikalarına İtaatsizlik Eylemine Dönüşünce, Sözde Direniş AKP’ye Yalvarma Sürecine Taşındı.


        Kamuda türban girişimi, düzenleyicileri açısından, büyük bir hüsranla sonuçlanmıştır.  Memur-Sen düzenlediği eylemin altında kalınca, kılık kıyafet konusunda “sözde itaat etmeyeceklerini” ilan ettikleri devlet yöneticilerine, mevzuatı değiştirmeleri için yalvarma süreci başlattı. AKP iktidarının ileri gelenleri ile Cumhurbaşkanı’na mektup yazarak, içine düştüğü bataktan kurtarmaları için yardım dilenen Memur-Sen’i, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma hedefinin en paha biçilmez basamağını oluşturan laik devlet modelini tahrip etme yolunda denedikleri sendikal anlayışlarını kınıyoruz.
        Sendikamız, okullarımızda devam eden bu kanunsuz eylemlerle ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün bu güne kadar geçen süreçte ne gibi bir işlem başlattığının takipçisi olacaktır.

 

(0) Yorum

Güvenlik * Ad Soyad

Son Yorumlananlar