10 Ocak 2013 10:43 | 2523 kez okundu
10 Ocak 1961’de yürürlüğe giren 212 Sayılı yasa ile gazetecilerle ilgili çalışma mevzuatına iyileştirmeler getirilmiş ve 10 Ocak günü, “Çalışan Gazeteciler Günü’ ilan edilmiştir. Ancak bugün gazetecilerin sendikal örgütlenme konusundaki yaşadıkları zorluklar, mesleki yıpranmadan doğan haklarının ortadan kaldırılması, işten çıkartmaların artması nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Günü” kavramının içi boşaltılmıştır.
Basının doğru, tarafsız ve ilkeli haber verme misyonunu yerine getirebilmesi, kamuoyunu hiçbir baskı altında kalmayacak şekilde bilgilendirebilmesi için kendi iradesiyle doğru bilgiler ışığında karar verebilmesinin ve bağımsızlığının sağlanması gerekmektedir. Oysa bugün sahip olduğumuz en değerli hakkın, ifade özgürlüğünün elimizden alınmaya çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Demokrasi, insan hakları yara almış ve basın özgürlüğünden söz etmek giderek imkansız hale gelmiştir. Her ne kadar Türk basınının özgürlüğü, kanunlarla garanti altına alınmış gibi görünse de, çeşitli yollarla haber ve ifade özgürlüğü baskı altına alınmaya, egemen anlayışın çıkarlarına hizmet eder hale getirilmeye çalışılmaktadır. Basın tekelleştirilmekte, siyasi ve ekonomik gücü elinde bulunduranlar, basını kendi propagandalarını yapmak için bir araç olarak kullanmaktadırlar.
Başbakan'ın basın özgürlüğüne, AKP tarafından çizilen sınırları getirmesini de endişe ile izliyoruz. AKP iktidarı, bir taraftan “ileri demokrasi” çığırtkanlığı yaparken, diğer taraftan da otoriter bir devlet anlayışı güderek, kendilerini eleştirenlere ültimatom vermiş, gazetecileri işlerinden etmiş, neredeyse tehdit ederek seslerini kısmaya çalışmıştır. Bugün 70’in üzerinde gazeteci hala cezaevinde bulunmaktadır. Ülkemizde demokratik bir tartışma ortamına karşı duyulan tahammülsüzlüğün en önemli göstergesi bu tutukluluklardır.
Basının toplumsal yaşam için taşıdığı önemin daha fazla zarar görmemesi için siyasetin basın üzerindeki baskısı son bulmalı, çatışmalar hukuki yollardan çözülmeli, basın gruplarının tekelleştirilmesine son verilmelidir. Türk basını, bilgi verme ve kamuoyu oluşturma görevlerini baskı altında kalmadan yerine getirebilmelidir. Her türlü olumsuzluklarla savaşarak görevini yerine getiren gazetecilerin çalışma şartları daha da iyi hale getirilmeli, sendikal örgütlenmelerinin önündeki engeller kaldırılmalı, mesleki saygınlıkları yeniden kazandırılmalıdır.
Tüm bu baskılara, çalışma koşullarındaki ekonomik ve sosyal sorunlara rağmen bizlere en doğru haberi, en hızlı şekilde ulaştırabilmek için olağanüstü çaba gösteren basın emekçilerinin “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutluyoruz.