16 Eylül 2018 12:48 | 2189 kez okundu
İstiklal (Çiftlik) Caddesi’nde yapılan basın açıklamasında konuşan Rüstem Kara, “
Son dönemlerde ülke tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadığımız bir sürecin içerisinden geçmekteyiz. Siyasi iktidarının 16 yıl boyunca uyguladığı ranta dayalı çarpık ekonomik modelin neticesi olarak ortaya çıkan krizin bedelini yine en çok ülkemizin çalışanları ödemektedir.
Enflasyon oranı Ağustos ayı içerisinde yüzde 17,90 oranına yükselerek son 14 yılın zirvesine ulaşmıştır. Buna bağlı olarak açlık ve yoksulluk oranları, enflasyon ve dövizde yaşanan kur krizine bağlı olarak artmaya devam etmektedir. Ekonomide yaşanan daralma ve ülke siyasetinde yaşanan belirsizlikler yılsonunda enflasyon oranlarının yüzde 20 oranına yükseleceğinin emarelerini ortaya çıkarmaktadır. “ dedi.
SAVURGANLIĞIN VE LÜKS HEVESİNİN BEDELİNİ YOKSULLAR VE ÇALIŞANLAR ÖDÜYOR
24 Haziran seçimleri ile tek adam rejimini ilan eden siyasi iktidarın, ülkenin sorunlarını görmezden geldiğini ve yurttaşlarımızın açlık ve yoksulluk feryadına kulak tıkadığını belirten Rüstem Kara, “ Siyasal iktidarın, savurganlığının ve bitmez tükenmez lüks hevesinin bedelini de bu ülkenin yoksul yurttaşları ve çalışanları ödemektedir.
Açlık sınırının 2164 TL, yoksulluk sınırının da 8119 TL’yi geçtiği ülkemizde yurttaşlarımız günden güne yoksullaşırken, sofrasındaki ekmeği gün geçtikçe daha da küçülmektedir. Yurttaşlarımız artık mutfağındaki temel besin maddelerini dahi karşılayamaz duruma gelmiştir. Sadece Ağustos ayı içerisinde 4 kişilik bir ailenin beslenme ihtiyaçları olan temel gıda ürünleri için ödemesi gereken para bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 2 oranında artmıştır. Ülkemiz, Dünya’nın en büyük ikinci un ihracatçısı konumunda iken ne yazık ki bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmiş bulunmaktayız. “ diye konuştu.
DİYANET’TEN, SARAYLARA VE MAKAM ARAÇLARINA YAPILAN HARCAMALARDAN KESİNTİ YAPIN
AKP’nin 24 Haziran seçimleri öncesi memurlara vaat ettiği 3600 ek gösterge ödeme sözünün havada kaldığını ifade eden Rüstem Kara, “ Şu ana kadar iktidar yetkilileri tarafında herhangi bir açıklama yapılmamış, iktidar bir kez daha memurlarımızı yüz üstü bırakmıştır. Ülkesinin memurlarına ve asgari ücret ile geçinen milyonlarca işçisine yapacağı zammı çok görmektedir. Ayrıca yerel yönetimlerin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinden sözde tasarruf adı altında kesintiler yapılmaktadır. Buradan bir kez daha AKP iktidarına sesleniyoruz; eğer tasarruf tedbiri almak istiyorsanız Milli Eğitim’den değil Diyanet’in bütçesinden kesinti yapın. Saraylarda ve lüks makam araçlarına yapılan harcamalarda kesinti yapın.
Bu iktidar döneminde ülkemizin 80 yıllık birikimleri olan kamu varlıkları satılmış, ülkemiz dış ülkelere daha çok bağımlı hale getirilmiştir. Türkiye cumhuriyeti laik hukuk devleti ilkesinden koparılmış, cumhuriyetin birçok kurumu liyakatsiz yandaş yöneticiler eliyle tarafsızlığını yitirmiş ve güven kaybetmişlerdir.” Şeklinde konuştu.
SARAY’IN İSRAF VE RANT REJİMİNE KARŞI ÇIKALIM
Saray rejiminin tebaası olmadıklarını dile getiren Kara açıklamasını şöyle tamamladı: “ Bizler bu ülkenin eşit yurttaşlarıyız. Ülkemizin emekçileri, yoksullukla boğuşurken, yurttaşlarımız geçim sıkıntısı yüzünden kendi canına kıyarken, öğretmenlerimiz, memurlarımız atanamazken, İktidarı elinde tutanlar, kendi çıkarları için kendi yarattıkları krizin bedelini bizlere ödetmeye kalkışmaktadır.
Bizler haktan, hukuktan ve adaletten yana, cumhuriyet değerlerinden, Atatürk devrimlerinden ödün vermeden emek mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; buradan bir kez daha siyasal iktidara sesleniyoruz; yarattığınız yıkımın bedelini bizler asla ve asla ödemeyeceğiz. Yoksulluk ve açlık yurttaşlarımız için bir kader değil, sizlerin eseridir. Tüm kamu iş görenlerini ve emekçileri Saray’ın israf ve rant rejimine karşı çıkmaya davet ediyor, soframızdaki ekmeğimiz ve çocuklarımızın geleceğini Saray rejimine teslim etmemeye çağırıyoruz. “