15 Ocak 2018 23:42 | 2060 kez okundu
BU TOPLU SÖZLEŞMEYİ KABUL ETMİYORUZ.
Önce “eşit işe eşit ücret”i sonra yüzdelik zamları görüşelim.
Son yapılan sözde toplu sözleşmeyle kamu emekçileri yıllık enflasyonun %12 olarak ilan edildiği bir dönemde %7,5 yıllık zam alabilmiştir. Yılın ilk altı ayında vergi dilimi aşıldığı için maaşlar tekrar %5 azalacaktır. Sonunda %4 zam alan memurun maaşı her koşulda %1 azalacaktır. Hiçbir şekilde bu toplu sözleşmeyi kabul etmiyoruz.
Ekonomik büyümenin % 11 olduğunu ilan eden AKP iktidarının bu söylemi doğruysa; o zaman bu ekonomik büyümeden çalışanlar ve emekliler neden pay alamamıştır. Neden kamu emekçilerini ve emeklileri enflasyon altında ezilmektedir.
Kamu çalışanları 15 yıldır yüzde 3’lük 4’lük zamlarla Türkiye tarihinin en büyük emek sömürüsüyle karşı karşıya bırakılmıştır.
Kamu kaynakları, ihalesiz yaptırılan işlerle, “kamu özel işbirliği” adı altında verilen projelerle, imar rantlarıyla ve sayılamayacak birçok yöntemle yüz milyarlarca dolar sorgusuz sualsiz iktidara yakın bir kesime aktarılırken, çalışanlar yüzde 3’lük yüzde 4 lük zamlarla, emekliler enflasyon oranında zamlarla oyalanmaktadır.
Sermayenin, rantiyenin, milli gelir pastasından aldığı dilim sürekli büyürken çalışanların dilimi küçüldükçe küçülmektedir.
2002-2017 yılları arasında milli gelir cari fiyatlarla yüzde 762,8 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle 2002 yılında 100 olan milli gelir 2017 yılında 862,8 çıktı.
Çalışanların ve emeklilerin artan refahtan paylarını alabilmeleri için ücret, maaş ve aylıkların da en az bu kadar artmış olması gerekirdi.
Enflasyon oranı kadar yapılan zamlar kamu çalışanlarının insanca bir yaşam sürdürmelerine yetmemektedir. Sadece bu insanlık dışı ücretlerin senede iki defa eski kötü haline gelmesine yaramaktadır.
Bu yılbaşında enflasyon farkıyla birlikte yapılan yüzde 5,69’luk zam da 1 Ocak 2018’den itibaren enflasyon törpüsüyle, vergilere, harçlara, köprüye, otoyola, elektriğe, suya, ekmeğe kısaca iğneden ipliğe yapılan zamlarla törpülemeye başlamıştır. Türk parası hızla değer kaybetmekte, faiz oranları yükselmekte, enflasyon çift rakamlarda ilerlemekte ve Türkiye ekonomisi kötüye gitmektedir. Ülkedeki milyonlarca emekçinin yaşam koşulları her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.
Son üç toplu sözleşmeye imza atan sözde sendika; kamudaki bütün adaletsizlikleri gerek afişlerinde, gerekse broşürlerinde her toplu sözleşme öncesinde yazdığı halde neden masada dile dahi getirmediğini kamu emekçilerine açıklamak zorundadır.
Bu dönemde, imzalanan sözde toplu sözleşme kamu çalışanlarını ve emeklileri sefalete mahkûm etmiştir. Hükümete artık yeter diyoruz;
Kamu çalışanları, sadaka değil, enflasyon farkı da değil refah artışından payına düşeni istiyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu çalışanlarına dayatılan sözde “toplu iş sözleşmesi masasını’ bir aldatmaca olarak değerlendiriyoruz. Hükümeti, emekçilerin sorunlarını ve alın terlerini görmeye, sefalet ücretine mahkûm edilen; memur, asgari ücretli, emekli, dul ve yetimlerimizden yükselen feryadı duymaya, kaygı verici boyutlara ulaşan bu sorunu çözmek için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz.15.01.2018
Eğitim- İş Samsun Şube Yönetim Kurulu