30 Ağustos 2016 07:54 | 2652 kez okundu
BAYRAMLAR BİRLİK VE BERABERLİĞİN EN ÜST SEVİYEDE YAŞANDIĞI GÜNLERDİR.
30 Ağustos Zaferi, ülkemizi parçalamak ve esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen Türk Ulusunun yurtseverliği ile kazandığı, bir onur ve bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin sonunda özgür, bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, birçok devrim gerçekleştirilmiştir.
Ancak demokrasiyi amaç değil, kendi ümmetçi anlayışlarını gerçekleştirmek için araç olarak gören zihniyet bugün emperyalist güçlerin de desteğiyle Lozan Antlaşması’yla elde edilen kazanımları pervasızca yok etmeye çalışmakta, Sevr’i yeniden gündeme taşımaktadırlar. Bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi taçlandıran, aydınlanma devrimimiz Cumhuriyet’in kazanımlarını adım-adım yok edilmeye çalışılmaktadır. Bayramlarımızı dahi birlikte kutlayamıyoruz.
Ülkemizin etrafı başta Ortadoğu’da Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, ülkemizi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bugün özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız, birlik ve bütünlüğümüz tehdit altındadır.
Eğitimde durumumuz içler acısıdır.
Bugün okul öncesi eğitim cemaat, tarikat benzeri yapıların eliyle yapılmaktadır. Samsun’umuzda 1000 in üzerinde sıbyanmekteplerine benzer eğitim veren kreş ve kurslar olduğunu biliyoruz. 4-5 yaşında çocuklarımız bu kurslarda dini eğitime tabi tutulmaktadır. O yaştaki çocuklara böyle bir eğitim verildiğinde ruh sağlıkları bozulmaktadır. Mersin’de Gazi Anaokulu’nda Diyanetten gelenlerce verilen “Değerler Eğitimi” semineri sonunda 6 yaşındaki çocuk annesine “ben ölmek istiyorum cennet çok güzel bir yer. Ben cennete gitmek istiyorum” diyebilmiştir. Osmanlının bile terk etmeye çalıştığı bu okullar yeniden açılmaktadır. Plansız açılan birçok devlet okulu özellikle İmam-Hatip olarak açılmaktadır. Amaç din eğitimi değildir. Bu okullaraçok uzak köylerden ilçelerden getirilen öğrenciler, birileri için hem iyi bir rant kapısı olurken, hem de cemaatlerin yurtlarında yeniden bir eğitime tabi tutulmaktadır. Bu cemaatlerin eğitiminden geçenler, hak, hukuk, adaleti yok sayarak sınavların sorularını müritlerine dağıtarak, devletin bütün kurumlarını ele geçirmişlerdir. Vicdanen bir rahatsızlıkları da olmamıştır. Sonucu,Fetullah Gülen cemaatinin kanlı bir darbe girişimini 15 Temmuz’da hep beraber yaşadık. Bu gidişe dur diyecek olancumhuriyetin aydınlanma devriminin bilimsel laik demokratik eğitim sistemidir. Tarih bir kez daha bizi haklı çıkarmıştır. Elbette bu bize yetmez, yeniden geleceğimiz olan gençliğe sahip çıkarak, Türkiye Cumhuriyetini Atatürk’ün “Cumhuriyet Kimsesizlerin kimsesidir” dediği gibi hak ettiği değere hep birlikte taşıyacağız.
Eğitim-İş, tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya kararlıdır. Bu duygu ve düşüncelerle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.30.08.2016
Eğitim-İş Samsun