13 Ekim 2012 00:40 | 2755 kez okundu
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimiş) Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara, “Nevruz bayramı, en iyi biçimde ulusça birlikte kutlanmalıdır” dedi. Başkan Kara yaptığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi : “Nevruz; tüm insanlığa mal olmuş; evrenin muhteşem ritminden kaynaklanan ve doğa ile bütünleşmiş bir bayramdır. Bu yönüyle de insanlığın en eski zamanlardan günümüze kadar coşkuyla kutladığı bir bayram olmuştur. Nevruzda evrenin, güneşin, doğanın coşkusu ve heyecanı saklıdır.
Nevruz, baharın coşkusu, özgürlüğün ve mutluluğunun sembolü olmuştur. Bu nedenle bu coğrafyanın insanları Nevruzu en iyi biçimde kutlamalı ve yaşatmalıdırlar. Nevruz ayrışmanın değil birlik ve beraberliğin sembolü olmalıdır. Bunu yapacak olanlar da yine bu coğrafyanın insanlarıdır.
Bugün aslında karşımızda duran temel soru şudur: Nevruzu ayrışmanın, şiddetin, kavganın ve iç çatışmaların sembolü olarak mı; yoksa barış ve kardeşliğin, ortak yaşamanın, eşit paylaşmanın, mutluluğun, baharın verdiği coşku ve heyecanın sembolü olarak mı kutlayacağız?
Bölgemiz bugün ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Emperyalizm, gözünü bölgemize dikmiştir. Bu nedenle bir taraftan ülkemizde etnik ve dinsel ayrımcılığı körüklerken; diğer taraftan Ortadoğu yeniden biçimlendirilmeye çalışılmaktadır. Irak, Suriye ve bütün kuzey Afrika ülkelerinde yaşananları bu bağlamda değerlendirmek gereklidir. Bu emperyalist projelerin farkında olmak son derece önemlidir. Çünkü bu coğrafyanın merkezinde bulunan Türkiye, bu olaylardan en çok etkilenecek ülkedir.
Eğer yukarıda sorulan temel sorulardan ilki geçerli olursa, Türkiye’yi gerçekten çok zor günler bekliyor demektir. Bugün Nevruzu şiddetin bir parçası haline getirenler yakın bir gelecekte, bunun ülkemizi büyük felaketlere sürükleyebileceğinin hesabını yapmak zorundadırlar. Oysa nevruza ulusal bir bütünlük içerisinde sahip çıkmak yaşayabileceğimiz pek çok sorunu da kendiliğinden halledecektir.
Nevruz kutlamalarının sevinç ve mutluluk getirmesi yerine, çatışma ve gözyaşı getirmesi bu bağlamda düşünülmelidir. Çünkü bu coğrafya büyük uygarlıkların ortaya çıktığı bir coğrafya olduğu gibi, büyük çatışmaların olduğu bir coğrafyadır. Bu gerçek asla göz ardı edilmemelidir.
Bayramlar, ayrışmayı değil, bütünleşmeyi; çatışmayı değil, birlikte yaşama ve paylaşma kültürünü oluşturur. Bu duygularımızla Nevruz’un gelişini büyük coşkuyla karşılayıp o heyecanı yaşamamız mümkün olacaktır. Ve bizler inanıyoruz ki o günler çok yakındır. Baharın sevinci, özgürlüğün coşkusu ve emperyalizme karşı ortak mücadele edebilmenin heyecanıyla, ulusumuzun ve tüm insanlığın Nevruz Bayramı’nı kutluyor, yenibaharın bütün dünyaya barış ve huzur getirmesini diliyoruz.”