İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİDİR

24 Şubat 2015 09:23 | 2312 kez okundu

 İç güvenlik yasa tasarısı geri çekilmelidir.

    Toplumsal olaylarda polisin yetkilerini artıran ve içinde sıkıyönetim dönemlerini aratmayan düzenlemelerin bulunduğu “iç güvenlik paketi” olarak da adlandırılan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmektedir. TBMM nin kapalı oturumlarında, muhalefet milletvekillerinin yaralanması ile sonuçlanan oturumların parlamentomuzda yaşanıyor olmasını kamuoyu üzüntü ile izlemektedir.

     AKP dışında bütün partilerin karşı olduğu bu yasa tasarısı ülkede kalmayan iç barışı ve güvenliği de yok edip bitirecek özelliktedir. O nedenle bu derece tepki çekmektedir. Ülkeyi yönetilemez hale getiren iç ve diş politikada ki değişiklikler toplumsal barışı yok etmiştir. Siyasi iktidar, bu koşullarda halkını değil kendi geleceklerini korumak için bu yasal düzenlemeleri yapmaya çalışmaktadırlar.

      Yasalaşması durumunda, iktidarının fiili polis devleti uygulamalarını kurumsallaştıracak olan paket, 12 Eylül dönemi faşizminin tekrar yaşanmasına yol açacaktır. Kişi hak ve özgürlüklerine, özel hayatın gizliliğine, hukukun üstünlüğü ilkesine yönelik pek çok müdahale içeren ve bu haliyle anayasaya açıkça aykırıdır. Özellikle Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonunun ardından toplumsal muhalefeti bastırmak amacıyla faşizan uygulamalarda sınır tanımayan ve vatandaşları potansiyel suçlu gören siyasi iktidar, şimdi bu uygulamalarına yasal kılıf yaratma peşindedir. 

     Paketle birlikte, temel hak ve özgürlüklerimizin arasında yer alan, Anayasamızın 34. maddesinde de güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ortadan kaldırılacak, bu tür eylemler terör eylemi, bu eyleme katılanlar da terörist olarak değerlendirilecektir.  Polisin silah kullanma yetkisi genişletilerek, gaz ve kimyasal madde kullanma yetkisi verilerek, orantısız güç kullanma yasal hale getirilecek, yaşam güvencemiz kalmayacaktır.

     Yine polise ve mülki amirlere tanınan gözaltı ve arama kararı verme, soruşturma yapabilme yetkisiyle birlikte, savcılar devre dışı bırakılacaktır. Makul şüphe ile gözaltına alınan kişilerin seslerini avukatlarına, savcılara ve hakimlere duyurması engellenecektir.

    Eğitim-İş olarak, siyasi iktidarın demokrasiyi yok etmeyi hedef alan uygulamalarına karşı haklarımızı savunmaktan, gerçek demokrasi için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. AKP iktidarı, toplumu daha fazla germeden, demokrasinin olmadığı ülkelerde görülen bu düzenlemeyi derhal geri çekmelidir.21.02.2015

                                          Eğitim-İş Samsun

(0) Yorum