Eðitim Ýþ Samsun Þubesi
 
ÖÐRETMENLERÝN SORUNLARINA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETÝLMELÝDÝR

ÖÐRETMENLERÝN SORUNLARINA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETÝLMELÝDÝR

05 Ekim 2014 14:01 | 2633 kez okundu

ÖÐRETMENLERÝN SORUNLARINA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETÝLMELÝDÝR
ÖÐRETMENLERÝN SORUNLARINA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETÝLMELÝDÝR

5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafýndan gerçekleþtirilen ortak toplantýda,  öðretmenlerin okul ve toplum içindeki iþlevleri ve öðretmen sorunlarýný dile getiren çalýþmalar uluslararasý düzeyde ele alýnmýþ ve “Öðretmenlerin Statüsüne Ýliþkin Tavsiye Kararlarý” kabul edilmiþtir. Tavsiye kararlarýnýn alýndýðý  tarihin yýldönümleri de Eðitim Enternasyonali'nin kararý ile 1993'ten bu yana tüm dünyada ve ülkemizde 5 Ekim “Dünya Öðretmenler Günü” olarak kutlanmaktadýr.

Bu belge Türkiye tarafýndan kabul edilmesine karþýn, Türkiye`de öðretmenlerin hak ettiði ilgi ve deðeri gördüðünü, taleplerinin karþýlandýðýný söylemek mümkün deðildir.

Bugün muhalif ve örgütlü öðretmen devletin gözünde sakýncalý görülmekte; öðretmen, kendisini daha da yetiþtirecek ve toplumda saygýnlýðýný sürdürecek maddi olanaklardan yoksun býrakýlmakta; öðretmenin mesleki ve demokratik haklarýný savunacaðý örgütlenme hakký engellenmektedir. Küresel güçler ve onlarla ayný doðrultuda hareket eden siyasi kadrolar, eðitimi çökertirken öðretmeni de ezmektedir.

Meslek gruplarý içinde öðretmenlik mesleði 12 yýllýk AKP iktidarý döneminde sistematik bir þekilde aþaðýlara çekilmiþtir. 2002 yýlýnda en düþük devlet memuru maaþýndan yüzde 100 daha fazla maaþ alan öðretmen, bugün en düþük devlet memuru maaþýný almaktadýr. 10 yýl önce lise mezunu bir polis memurundan yüzde 4 daha az maaþ alan öðretmen, bugün yüzde 22 daha az maaþ almaktadýr.

Türkiye‘deki öðretmenler, OECD ülkeleri ile kýyaslandýðýnda, toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük haklarý açýsýndan oldukça geri durumdadýr. OECD’nin “Bir Bakýþta Eðitim Raporu 2013”e göre Türkiye‘deki öðretmenler, diðer ülkelerdeki öðretmenlere göre çok daha fazla çalýþmaktadýr. Ülkemizde öðretmenin yýllýk zorunlu çalýþma süresi 1816 saat iken, OECD ülkelerinde, bu süre ortalama 1675 saattir. Türkiye’de öðretmenler, OECD ortalamasýndan her yýl yaklaþýk 141 saat daha fazla çalýþmakta; söz konusu fazla çalýþmaya karþýlýk, diðer ülkelerdeki meslektaþlarýna göre daha düþük ücret almaktadýr. Türkiye’deki öðretmenler daha çok çalýþmalarýna raðmen, Avrupalý meslektaþlarýnýn yaklaþýk dörtte biri kadar maaþ almaktadýr.

OECD Ülkelerinde Öðretmenlerin Toplam Çalýþma Saatleri

ÜLKELER

YILLIK ÇALIÞMA SAATLERÝ

Ýskoçya

1365

Ýspanya

1425

Portekiz

1456

Çek Cumhuriyeti

1696

Hollanda

1659

Danimarka

1680

Almanya

1793

Ýzlanda

1800

Ýsveç

1767

Türkiye

1816

OECD Ortalamasý

1675

 

Kaynak: OECD Bir Bakýþta Eðitim 2013 Raporu,

Türkiye`de eðitim sisteminin yýllardýr çözülmeyen sorunlarý, öðretmenleri diðer ülkelerdeki meslektaþlarýna göre çok daha fazla olumsuz etkilemektedir.

Eðitimin sistemden kaynaklý sorunlarý karþýsýnda çözüm üretmekten çok sorun üreten MEB, yaþanan sorunlarýn kaynaðýný öðretmenlermiþ gibi göstererek öðretmenleri hedef tahtasýna koymuþtur. Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarýyla öðretmenler büyük bir baský altýna alýnmýþ, öðretmenler iþlerini yapamaz duruma düþürülmüþtür.  Sonuç olarak da öðretmenlere yönelik þiddet olaylarý artarak devam etmiþtir.

            Türkiye’de baþta eðitim hakký olmak üzere, en temel insan haklarý ve özgürlükler yok sayýlýrken, 2013-2014 eðitim öðretim yýlý, gezi eylemlerine katýlan öðrenci ve öðretmenlere yönelik cadý avý sürecine dönüþmüþtür. Gezi eylemleri döneminde Milli Eðitim Bakaný’nýn “öðrencilerimizle ilgili bir iþlem yapmayacaðýz” biçimindeki açýklamasý, Erdoðan’ýn “Liseli talebeler üzerinde okul müdürü ve öðretmenler baský kuruyor” þeklindeki açýklamasýyla boþa çýkmýþ, öðrenci ve eðitim emekçileri üzerindeki baskýlar giderek artmýþtýr. Okul müdürlerinden eylemlere katýlan öðrencilerin ve öðretmenlerin isimleri istenmiþ, eyleme katýlan öðrenciler hakkýnda cezai iþlem uygulamadýðý ya da teþvik ettiði gerekçesiyle birçok eðitim emekçisi hakkýnda soruþturma açýlmýþ ve sürgün edilmiþtir.

            MEB’in “2013 Yýlý Faaliyet Raporu” binlerce eðitimcinin yolunun adliyeden geçtiði gerçeðini ortaya koymasý bakýmýndan dehþet vericidir. Son 3 yýlýn rakamlarýna göre Bakanlýk çeþitli nedenlerle 7 bin 919 eðitimci hakkýnda inceleme, soruþturma veya ön soruþturma açmýþtýr. Sonucunda 4 bin 866 eðitimciye kýnama, aylýktan kesme, maaþ kesimi, kademe ilerleme durdurulmasý cezalarý verilmiþtir. Söz konusu rakamlar MEB’in öðretmenleri itibarsýzlaþtýrma politikasýnýn bir sonucu olarak önümüzde durmaktadýr.

            Öte yandan Bakanlýðýn zaman zaman yaptýðý resmi açýklamalarda öðretmen açýðýnýn 121 bin olduðunun belirtilmesine ve atanamayan öðretmen sayýsýnýn da 400 bin civarýnda olmasýna raðmen 40 bin öðretmen alýmý yapýlmasý, öðretmenleri yine esnek ve kuralsýz çalýþma politikasýnýn devam edeceðini göstermektedir.

Ýktidar partisinin sevk ve idaresi altýnda bulunan Milli Eðitim Bakanlýðý, yýllardýr yandaþlarýna göre kayýrmacý bir sistem oluþturabilmek hiç durmadan düzenleme yapmaktadýr. “Eðitim Kurumlarý Yöneticilerinin Görevlendirilmesine Ýliþkin Yönetmelik” eðitim kurumlarýna yandaþ yönetici atama hevesinin güncel örneðidir. Artýk atamalarda liyakat ölçütü askýya alýnmýþ, tek ölçü yöneticinin AKP’ye baðlýlýk derecesi ile AKP’nin yerelleþtirmeci ve özelleþtirmeci politikalarýna hizmet edecek olmasý olmuþtur.

Son olarak çýkarýlan Torba Yasayla, aday öðretmenlerin asaleten atanmasý için sözlü sýnava tabi tutulacak olmasý, týpký yönetici atamalarýnda olduðu gibi öðretmen atamalarýnda da siyasi referanslarýn dikkate alýnacaðý ortaya konmuþtur. Yönetici görevlendirmelerinde tam bir kýyým gerçekleþtiren Bakanlýk, kendi ideolojik hedefleri ve yandaþ sendikanýn istekleri doðrultusunda kendi öðretmen sýnýfýný yaratacaktýr.

Torba yasada yer alan bir diðer düzenleme ise öðretmenlere il içi ve il dýþý zorunlu rotasyon düzenlemesidir. Öðretmenlerimizin isteði dýþýnda rotasyona tabi tutulmasý sürgün anlamýna gelmektedir. Yüzbinlerce öðretmenimiz ailelerinden ayrýlacak, aile bütünlükleri bozulacak buna baðlý olarak da iþ verimleri düþecektir. Böyle bir rotasyon öðretmenlerimizi emekliliðe ve istifaya zorlamak demektir.

Eðitim-Ýþ olarak; 
Eðitimin ulusal, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandýrýlmasýný, her aþamasýnda parasýz olmasýný, 
Öðretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alýnmasýný, 
Eðitim çalýþanlarý arasýnda ayrýmcýlýk yaratacak uygulamalara son verilmesini, 
Gerici, ýrkçý ve bölücü kadrolaþmanýn önlenmesini, eðitim yöneticiliði için nesnel ölçütlerin geçerli kýlýnmasýný, 
Eðitim kurumlarýmýzýn personel ihtiyacýnýn gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayýda öðretmen ve yardýmcý personel istihdam edilmesini,

Okullarda “kölelik sistemi” veya “mevsimlik iþçi” olarak adlandýrýlan ücretli öðretmen uygulamasýna son verilmesini
Ülkemizin koþullarý göz önünde bulundurularak, yeni bir öðretmen yetiþtirme sistemi geliþtirilmesini, 
Eðitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çýkartacak ithal müfredat programlarý yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasýný, 
Eðitim çalýþanlarý ve tüm kamu çalýþanlarýnýn örgütlenme haklarýnýn önündeki bütün engellerin kaldýrýlýp, grev ve toplu sözleþme hakkýnýn tanýnmasýný istiyor;

Yaþadýðýmýz bütün sorunlara raðmen bütün öðretmenlerimizin, eðitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öðretmenler Günü’nü kutluyoruz.

(0) Yorum

Güvenlik * Ad Soyad

Son Yorumlananlar