18 Mayıs 2014 17:16 | 8223 kez okundu
Bugün büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Mücadelemizi başlatmak üzere Samsun’da bağımsızlık meşalesini yakışının 95. Yıldönümü.
19 Mayıs, Atatürk'ün ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak amacıyla başlattığı ulusal hareketin ilk adımıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 94 yıl önce 19 Mayıs 1919’da emperyalistlere karşı başlatılan ulusal mücadelemiz, aynı zamanda emperyalizmin sömürüsü ve saldırısı altında ezilen tüm uluslara da örnek olmuştur. 19 Mayıs, emperyalizme karşı bağımsızlık, saltanat ve hilafete karşı demokrasi savaşının adıdır.
Zor koşullarda kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını koruyabilmesi her şeyden önce Cumhuriyet'in değiştirilemez niteliklerinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yaşatılmasına, üniter devlet yapısının korunmasına bağlıdır.
Ancak bugün, tarikat-cemaat-siyaset ilişkisinde biat kültürüyle yetişen AKP yöneticileri, bir taraftan demokrasi havarisi kesilirken, diğer taraftan da tek parti diktatörlüğüne ve başkanlık sistemiyle padişahlık rejimine özlem duymaktadırlar. Tamamıyla yolsuzluk batağına saplanmış, hukuk tanımaz, baskıcı AKP iktidarı, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi taçlandıran, aydınlanma devrimimiz Cumhuriyet’in kazanımlarını yok etmek için her türlü çabayı göstermektedir.
Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; terör örgütüne özerklik sözü verilmekte; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte; Türkiye, bir karanlığa doğru sürüklenmektedir.
Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği ulusumuzun geleceği olan genç nesil, bugün ciddi tehlikelerle ve tehditlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Sınava endeksli gerici eğitim programları ile ulusal belleği yok edilmiş, sorgulamayan, düşünmeyen, itaat eden bir gençlik yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Eğitimin ticarileştirilmesi ve giderek daha fazla oranda paralı hale getirilmesi milyonlarca gencimizin eğitim sisteminin dışına itilmesine neden olmuştur. Eğitim hakkından yararlanamayan yüz binlerce gencimiz, çalışma yaşamında da güvencesizlik ve ağır emek sömürüsü ile karşı karşıya bırakılmıştır.
Üniversitelerin özerk yapıları baskı altına alınmaya çalışılmakta, iktidara yakın yandaş kadrolar, kararlı adımlarla gelen gençliğin önüne set çekmektedir. Gençliğin ve ülkenin geleceği karartılmaktadır.
Türk gençliği tehlikenin farkındadır. Kararlı bir şekilde Cumhuriyet'in temel değerlerine, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkarak, çağdaş Türkiye’nin meşalesini taşımaya devam edecektir. Bu yolda Atatürk'ün Gençliğe Seslenişi, gelecek kuşaklara inancının ve güveninin göstergesidir. Her türlü tuzak ve engellemelere rağmen gençlik, Atatürk’ün bu inancını boşa çıkartmayacaktır.
Eğitim-İş, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Atatürk’e, devrim ve ilkelerine, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne, onun değerlerine ve kazanımlarına sahip çıkacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyor, başta yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize bağımsızlığımızı kazandıran Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını saygı ile anıyoruz.