26 ŞUBAT GREVİ VE BASIN AÇIKLAMASI İKTİDARIN ÖĞRETMENİ OLMAYACAĞIZ

26 Şubat 2014 13:25 | 2938 kez okundu

                         İKTİDARIN ÖĞRETMENİ OLMAYACAĞIZ

    Bugün başta öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, norm kadro sorunlarıyla, fiziki ortam yetersizlikleriyle, kalabalık sınıflarıyla, öğretmensiz okullarıyla, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlarıyla, eğitim sistemimiz çökertilmiştir. Bugün üniversitelerimizdeki akademik elemanlarımız, bütün eğitim kurumlarımızda çalışan öğretmenlerimiz, eğitim emekçileri zor koşullar altında fedakârca görev yapmaktadır. Ancak başta Sayın Başbakan olmak üzere bazı bakanlarımız öğretmenlerin az çalıştığını söyleyerek, her fırsatta öğretmenleri itibarsızlaştırmaya çalışmıştır. ALO 147 gibi uygulamaları ile mesleki onurumuz yok edilmeye çalışılmaktadır.

    TBMM görüşülen bu yasa ile bin-bir güçlükle öğretmen olmuş, sınav kazanmış, stajer bir öğretmene yeni sınavlar, mülakatlar getirerek kendilerine itaat eden öğretmen istemektedirler. Devletin değil, iktidarın öğretmeni olanı çalıştıracaklar. Düzenleme ile bu öğretmenlerin iş güvencesi de yok edilecektir.

    Ekonomik alanda olduğu gibi önce boz sonra özelleştir anlayışı şimdi de en temel insan hakkı olan eğitimde gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Eğitim tarihinin en büyük tasfiyesine yol açacak, özelleştirmeci ve yerelleştirmeci yasa tasarısının bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşması beklenmektedir. Böyle bir yasa ile dar gelirli vatandaşının çocuğuna değil, varlıklı olanın çocuğuna kaynak aktarılmaktadır. Biz eğitimciler olarak o nedenle alanlardayız.

     Kamusal Eğitim Alanı Daralacak, Kamu Kaynakları Özel Okullara Aktarılacak

     AKP iktidarı,652 sayılı KHK ile eğitimi özelleştirmenin alt yapısını hazırlamıştır. Ardından 4+4+4 eğitim sistemi ile Cumhuriyet’in kuruluş temellerinden biri olan ‘’Öğretim Birliği’’ ortadan kaldırılmıştır. Şimdi de bu yasa tasarısı ile eğitimi, uluslar arası sermayeye açmanın gayreti içindeler.

     Bugün Meclis’te görüşülecek yasa tasarısı ile sayıları 100 bini bulan yönetici kadroları görevden alınacaktır. Valilere yandaş yönetici atama yetkisi verilecektir. Oysaki demokratik toplumlarda kurumların özelliklerine göre belirli bir liyakat ve secimle yönetici ataması yapılmaktadır.

     Ülkemizin geleceğini belirleyen eğitim gibi önemli bir konuda, böyle bir oldubittiyi kabul etmemiz mümkün değildir. Buradan tüm milletvekillerini, tasarının Meclis’ten geçmemesi noktasında duyarlı olmaya, bir kişinin ya da bir partinin değil milletin vekili olduklarını ispatlamaya davet ediyoruz.  

    Rüşvet ve yolsuzlukla anılan AKP iktidarı, bir yandan peş-peşe çıkardığı yasalarla yolsuzlukların üstünü kapatmaya çalışırken, o arada bu yasa tasarısı ile de uluslar arası sermayeye göz kırpmaya devam ederek iktidarını sürdürme çabası içerisindedir.

 Milyonlarca yurttaşımızın akşam evine ekmek götürme, çocuğunu okutma kaygısını taşıdığı bir süreçte trilyonlarca parayı ayakkabı kutularında saklayan, bavullarda taşıyarak, sıfırlamaya çalışan siyasal iktidarın ve başbakanın bırakın yasa çıkarmaya bir gün bile iktidarda kalmaya hakkı yoktur. Artık hükümetin meşruiyeti de kalmamıştır.

     Biz Eğitim-İş olarak; eğitim yerelleştirilerek özelleştirilmesine karşı, parasız, bilimsel ve kamusal eğitim mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Ayrıca yolsuzluk ve rüşvete bulaşmış bu iktidara karşı, demokratik zeminde mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

       Biz Eğitim-İş olarak, MEB nin yapısını değiştiren ve özel eğitime kaynak aktaran, iş güvencemizi yok etmeye çalışan değişikliklere karşı, yapılacak her eylemde bugün olduğu gibi yarında birlikte olacağız.   Bu eylemin gücüne güç katan Türk Eğitim Sen, Eğitim Sen ve Eğitim İş sendikalarımızın üyelerini ve yöneticilerini ve bizlere destek için burada bulunan dostlarımızı saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

                                                                                      Rüstem KARA

                                                                          Eğitim-İş Samsun Şube başkanı

(0) Yorum