24 Ocak 2014 12:38 | 7498 kez okundu
Uğur Mumcu’yu 24 Ocak 1993’te uğradığı suikast sonucu, aramızdan ayrılışının 21. yıldönümünde, derin bir özlem ve saygıyla anıyoruz.
Uğur Mumcu, mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle, ülkemizin karanlıktan aydınlığa çıkışında önder bir gazetecidir.
O’nun araştırmacı gazeteci kimliği ile karanlıkları ışıtmasından korkan şer odakları bedenini ortadan kaldırarak, fikirlerini de yok edeceklerini sandılar.
Uğur Mumcu’nun özelleştirmeler ile ekonomik kaynaklarımızın bir-bir elden çıkarılmaya başlandığı, etnik ve dinsel kimliklerin ''demokratikleşme'' adı altında ortaya atıldığı bir süreçte katledilmesi sıradan bir terör saldırısı olamaz.
Kalemlerin açık artırmaya çıkarıldığı, ısmarlama yazıların yazıldığı, tek merkezden hazırlanan haberler ile halkın haber alma özgürlüğünün yok edildiği günümüzde, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımızın değeri daha iyi anlaşılmaktadır.
Uğur Mumcu’nun söylediği gibi, “Geçmişin bunca kan ve gözyaşından geleceğe kin tohumları değil, barış ve özgürlük çiçekleri ulaşsın istiyoruz”. Bu cinayetler aydınlatılmadığı sürece Türkiye bu karanlığı yaşamaya ve demokrasimiz yaralı kalmaya devam edecektir.
Emperyalizmin “Ilımlı İslam” ve “etnik ayrılıkçı terör” planlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmek istediği, yolsuzlukların ve devlet içindeki kirli ilişkilerin ayyuka çıktığı bir dönemde; cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin korkusuz savunucusu, Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 21. yılında saygıyla anıyoruz.24.01.2014