24 Ocak 2014 12:32 | 2476 kez okundu
EĞİTİM-İŞ SAMSUN ŞUBESİ
BASIN AÇIKLAMASI
Eğitim sisteminde yapılan her değişiklikle bilimsel eğitimden uzaklaşılmaktadır.
Eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksizliğe ve düzensizliğe sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir.
Bugün okullarımızda, en gerçek yol gösterici olan bilim dersleri azaltılarak öğrencilerimiz, toplumsal yaşamın gerçekliğinden kopartılmaktadır. Öte yandan ise kişilik gelişiminde çok önemli olan spor ve sanat dersleri yok sayılmaktadır. 1913 yılında iptidai mekteplerinde sanat derslerinin haftalık ders saatleri içindeki oranı yüzde 17’yken, Cumhuriyetimizin 91. yılında bu oran yüzde 5’lerdedir. 1913’te din içerikli derslerin ağırlığı yüzde 13’ken bugün bu oran yüzde 17’lere çıkmıştır. Bilim ve sanat eğitimi okullarımızdan kapı dışarı edilmiştir.
2012 PISA Türkiye’nin sonuçlarına göre 34 ülke arasında 32. sırada yer alması, eğitim sistemimizin OECD ülkelerinden çok geri olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bu durumun nedeni ise elbette ki öğrencilerin öğrenme kapasitelerinden değil, nitelikli bir eğitimden yoksun olmalarından kaynaklanmaktadır.
BİLİMSEL VE LAİK EĞİTİM DEVRE DIŞI BIRAKILDI
Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, karşı devrimin üssü haline getirilerek ulusal değerlerimiz eğitim sistemimiz içerisinden yasa ve yönetmelikler aracılığı ile bir-bir çıkarılmıştır. Bunun son örneği İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile Öğrenci Andı’nın kaldırılması olmuştur. Yine devlet memuru kadınların türban ve benzeri dini kıyafetlerle görev yapabilmelerine olanak tanıyan düzenlemeyle türban okullarımıza kadar girmiştir. Söz konusu sorumsuz düzenlemelerle iktidarın "dindar nesil" ve "muhafazakâr yaşam tarzı" hedefi doğrultusunda çağdaş, bilimsel ve laik eğitime darbe vurulmuştur.
YENİ HEDEF: KARMA EĞİTİM
Yine eğitimin dini kurallara düzenlenmesi uygulamalarının ardından karma eğitimi hedef alan açıklamalar yapılması, kız ve erkek öğrencilerin önce ayrı sınıflarda, daha sonra ayrı-ayrı okullarda okutulması gündeme getirilmiştir. Karma eğitim, kız ve erkek çocukların küçük yaşlardan itibaren birbirini tanıması, farklılıklarına saygı göstermesi ve kadın erkek eşitliğinin bilincine varması açısından çok önemlidir. İşte tam da bu nedenle karma eğitim iktidara rahatsızlık vermektedir.
EĞİTİMDE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI TAM GAZ
MEB verilerine göre 2002-2003 eğitim öğretim yılında özel okullarda kayıtlı öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranı yüzde 1,6 iken bu oran 2013-2014 eğitim öğretim yılında 4,1, örgün eğitim içerisindeki özel okul sayılarının toplam okul sayılarına oranı ise yüzde 9 oldu.
Ortaya çıkan tablo, AKP hükümetinin eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl şekillendirdiğini ve eğitim sistemindeki ayrışmayı gözler önüne sermektedir. AKP iktidarı, topluma fırsat eşitliği olarak sunduğu 4+4+4 dayatması ile özel sektöre sunduğu avantaj ve teşviklere bu öğretim yılında da tam gaz devam etmektedir.
Yıllardır bir taraftan devlet okullarında eğitimin niteliğini bilinçli olarak düşüren Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın “dershaneleri kapatacağız” söyleminin ardındaki amaç, özel öğretimi özendirmek ve özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla desteklemektir. Bugün yüzde 3 olan özel öğretim oranını yüzde 10’a çıkarmayı hedefleyen hükümetin, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi ve özel öğretim kurumlarının kamu kaynakları ile desteklenmesi girişimlerini herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanacağı bir düzenleme olarak değerlendirmek mümkün değildir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 22. maddesindeki “İlköğretim, devlet okullarında kız ve erkek çocukları için zorunludur ve parasızdır” ifadesinin kaldırılması kamu özel ortaklığı okulların yasal alt yapısının hazırlanmasından başka bir şey değildir. İktidar GATS Anlaşması çerçevesinde 652 sayılı KHK’yi çıkarmış ve arsa tahsisi, teşvik primi, hizmet alımı yöntemleri ile en temel insan hakkı olan eğitimi de sermayenin hizmetine sunmanın çabası içine girmiştir. İktidar, Sokrates’in “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın” sözünü doğrularcasına özelleştirme politikası ile emekçi halkımızın çocuklarına cehalet ya da paralı eğitimi dayatmaktadır.
Her geçen gün içten içe çürüyerek bir enkaz haline getirilmiş eğitim sistemimizin yıllar içinde birikerek artan yapısal sorunları, geçici, günübirlik politikalarla geçiştirilmiş ya da çözümsüz bırakılmıştır.
Öte yandan da ulusal belleği silinmiş, sorgulamayan, itaatkâr, kendi adına karar verenlerin kararlarına biat eden bir nesil yetiştirerek emperyalizm için ülkeyi dikensiz bir gül bahçesine dönüştürecek eğitim politikasını hayata geçirmektedir.
Eğitim-İş olarak, çocuk ve gençlerimizin, geleceğimizin siyasi iktidarın yarattığı enkazın altında yok olmaması için acil adımlar atılması zorunluluğunu bir kez daha belirtiyor, parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin tüm yurttaşlar için ayrım gözetmeksizin hayata geçirilmesini istiyoruz. 24.01.2014
Rüstem KARA
Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı