23 Aralık 2013 17:48 | 2688 kez okundu
Çocuklarımız ve gençlerimizin geleceğini çaldırmayacağız.
Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla mücadele edeceğini öne sürerek iktidara gelen AKP, geçen 11 yıl içinde yolsuzlukları devletin tüm kurumlarına yaymış, ulusumuzun zenginlik kaynaklarını küresel sermayeye peşkeş çekmiş, emekçileri yoksulluğa mahkûm etmiş, halkımızın en masum demokratik taleplerini de yasaklar ve tutuklamalarla sindirmeye çalışmıştır.
Cumhuriyet tarihinin bu en büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiası sonucunda, AKP’nin sıcak para trafiği ile ayakta duran, üretimden uzak ve sahte verilerle kamuoyuna sunduğu “ekonomik başarılarının” asılsız olduğu anlaşılmıştır. Böylece halkımız yoksullukla boğuşurken, yandaşlarını ihya etme çabası içinde olan AKP iktidarının yalan ve talana dayalı düzeni de çökmüştür.
Halkın yoksulluğu, gençlerin işsizliği, küçük esnafın çaresizliği, küçük üreticinin ve köylünün geçim sıkıntısı AKP iktidarının umurunda değil. Onlar kendi çıkarlarını korumanın peşindeler. Ancak halkımız bu son olayla birlikte; evlerini para deposu haline getirdiklerini açık ve net görmüştür. Bu olayı kamuoyundan saklamak, tutuklama kararını çıkaran emniyet mensuplarını suçlu ilan etmeye çalışmak, gerçekleri örtmeye yetmeyecektir. AKP iktidarı, ortaya çıkan rüşvet, talan ve yolsuzlukların altında kalmıştır. Kısa süre önce de Başbakanlık Başdanışmanın kardeşinin bulaştığı yolsuzlukla sarsılan AKP ve çevresi, cumhuriyet tarihinde bir benzerine daha rastlanmayacak ölçüde vahim iddialar içeren tablodan “adli süreci bekleyeceğiz” değerlendirmesiyle sıyrılamayacaktır
Bugüne kadar ortaya atılan yolsuzluk iddialarının üstünü örtmeye çalışan, ülkeyi açık cezaevine çevirerek, kendine karşı olan tüm muhalif kesimleri yasaklarla, baskılarla sindirmeye çalışan siyasal iktidar, artık yolun sonuna gelmiştir. O arada Sayıştay raporlarını gizleyen, bu raporları TBMM’den kaçıran, iktidar mensuplarının adeta kaçabileceği yer kalmamıştır.
Bakan çocuklarının gözaltına alındığı bu rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından Başbakan’ın derhal istifasını sunması kaçınılmaz olmuştur. Eğitim-İş olarak artık patlayarak dışa vuran bu kokuşmuşluğa karşı “Hükümet istifa” söylemiyle tüm demokrasi güçlerini temiz Türkiye’nin kurulması yolunda birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.
Eğitim-İş Samsun Şubesi