23 Aralık 2013 13:26 | 2465 kez okundu
ÇALIŞANLAR OLARAK, LÜTUF DEĞİL TOPLU SÖZLEŞME İSTİYORUZ...
Bilindiği üzere geçtiğimiz Ağustos ayında, hükümet adına “Kamu İşveren Heyeti” ve kamu çalışanları adına “Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti” arasında 2014 ve 2015 yıllarını kapsayacak şekilde sözde toplu sözleşme imzalanmıştı.
Tüm çalışanlar farkına varmalıdır ki, sözde toplu sözleşme, hakem heyeti, asgari ücret tespit komisyonu gibi düzenlemeler birer aldatmacadan ibarettir. Hükümet her şeyi bütçe kanununa koyduğu ödeneklerle tek taraflı olarak belirlemeye devam etmektedir.
Birleşik Kamu-İş olarak bu aldatmacaya son verilmesini istiyoruz.
HÜKÜMET KENDİ YAPTIĞI AÇIKLAMALARLA UYGULADIĞI POLİTİKALAR SONUCU ÜLKENİN BİR MALİ KRİZE GİRDİĞİNİ İTİRAF ETMEKTEDİR.
Sayın Maliye Bakanının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki sunuş konuşmasının daha başında, küresel ekonomik krizin devam ettiğini belirterek, (artan nüfusa rağmen) en önemli sorunun, büyüme görünümünün olumsuz etkilenmesi olarak belirtmiştir. Bu olumsuzluğa etki edebilecek dört temel riski ise;
Kamu emekçileri göre, küresel ekonomik krizin asıl nedeni;
- Küresel sermayenin, İnsanlara iş ve daha iyi yaşam koşulları sağlayacak sanayi yatırımları yerine, paradan para kazanmayı amaç edinmeleridir.
- Gelişmiş emperyalist ülkelerin üretimlerine yeni pazarlar bulamamasıdır.
- Gelişmekte (geri kalmış) olan ülkelerde ise, büyümenin yavaşlaması sonucunda pazar yaratılamamasıdır.
- Enerji savaşları nedeniyle yaratılan jeopolitik gerginliklerin finansmanının ağır gelmesidir.
HALKTAN YANA, EMEKÇİDEN YANA, ÜRETENDEN YANA BÜTÇE İSTİYORUZ.
Kamu çalışanlarının temsilcisi Birleşik Kamu-İş olarak, hükümetten hiç bir zaman sadece temsil ettiğimiz kitlenin sorunlarına çözüm istemedik. İşçi sınıfı bilinciyle hareket ederek, tüm işçi sınıfının ekonomik ve demokratik taleplerinin karşılanması bizim de talebimiz olmuştur. Yine emeklimizin, üretici köylümüzün, esnafımızın, işsizimizin, kadınlarımızın, gençlerimizin, engelli yurttaşlarımızın, hatta yerli sanayi ve ticaret erbabının sorunlarını da kendi sorunlarımız bildik.
Ancak 2014 bütçesinde beklentilerimizin karşılığı yoktur. Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi işsizliktir. Hükümet 2014 yılı bütçesinde personel alımlarında kısıtlamaya gidileceğini vurgulamaktadır. Yani işsizlik sorununu çözmeyeceğini söylemektedir. 2014 yılında yandaş sendika-hükümet işbirliği ile kamu çalışanlarının maaşına sadece 123 TL. zam yapılacaktır. Üstelik öngörülerin çok üstünde çıkacağı şimdiden belli olan enflasyon farkı da 2014 yılında ödenmeyecektir. Birleşik Kamu-İş olarak bu sefalet ücretlerini kabul etmiyoruz.
Hükümet bütçesinde yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş emekliler bir yük olarak gösterilmektedir. Emeklilerin maaşları artık çalışırken aldıkları maaşların yarısı kadar bile değildir. Dünya'da sadece ülkemizde, çalışma süresi uzadıkça emekli maaşı düşen bir sistem mevcuttur. Yine emeklilik yasalarına göre, insanlar zorunlu olarak 30 yıldan fazla çalıştırılmakta ancak emekli ikramiyeleri 30 yıl üzerinden ödenmektedir. Hükümet sosyal güvenliğe bütçeden yeterince pay ayırmazken, sermayenin ödemediği sosyal güvenlik primlerine her iki yılda bir af getirmektedir. Birleşik Kamu-İş olarak emeklilere reva görülen bu düzenlemeleri kabul etmiyoruz.
ADALETLİ BİR VERGİ POLİTİKASI İSTİYORUZ.
Hükümetin 2014 bütçesinin gelir kalemleri, giderlerinden de daha vahim bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Hükümet 403 milyar liralık gelir bütçesinin 348 milyarını vergi gelirlerinden beklemektedir. Çünkü artık üretim yapan, katma değer yaratan, gelir elde edilen bir kamu kurumu kalmamıştır. Hepsi satılmıştır. Bu yüzden 2014 bütçesinde özelleştirme gelirleri de 6,9 milyar gibi çok küçük bir miktara düşmüştür.
Vergi gelirlerinin sadece %29'u doğrudan vergi gelirlerinden oluşurken, bunun da %70'i gelir vergisinden oluşmaktadır. Bütçe gelirleri; gelir vergisi yoluyla doğrudan, ÖTV, KDV gibi vergiler yoluyla da dolaylı olarak emekçilerin, emeklilerin, köylülerin, esnafın sırtından sağlanmaktadır. Kurumlar vergisi oranı birçok istisna düşüldükten sonra %20 iken, ücretlilerin gelir vergisi oranı %27'lere çıkmaktadır. Açlık sınırının altındaki asgari ücretten hala gelir vergisi alınmaktadır. Bu tablo 2014 bütçesinin vergi adaleti yönünden de kabul edilemez olduğunu göstermektedir.
Birleşik Kamu-İş konfederasyonu ve bağlı sendikaları olarak, emekçiler olarak, işçi sınıfı olarak, işçi sınıfıyla ortak sorunlara sahip dostlar olarak, 2014 bütçesini protesto ediyor, TBMM'DE halk adına görev yapan milletvekillerini hükümetin bütçesini reddetmeye çağırıyoruz.
YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ, YAŞASIN EMEK MÜCADELEMİZ...
Rüstem KARA
BİRLEŞİK KAMU-İŞ SAMSUN İL TEMSİLCİSİ